Sayfalar

Anı

ANI (HATIRA) İnsanların birbirine duydukları sempati ve antisempatiler, hayatları boyunca yaptıkları eylemleridir. İnsanoğlu hiçbir zaman sebepsiz yere anılmaz. Unutmayın ki, hayatta bırakacağınız en büyük servet; yaşamınız boyunca toplumsal duyarlığınızla yaptığınız faaliyetlerdir. Eğer bir kişi hayatta olumlu işler yaparsa, o insan öldüğünde de iyi bir şekilde anılır. Yani kalıcı olan, o kişinin hayata bıraktığı eserleridir. Tıpkı aklıma geldikçe ismini rahmetle andığım İşadamı Ahmet TEK gibi… Davranışları gibi kendi de çağdaş ve erdemli bir şahsiyetti Ahmet TEK. Çok araştırıp çok okuyan, dini konularda ve pozitif bilimlerde söz sahibi bir işadamıydı. İyi huylu, dindar bir kişiydi. Görgülü, adab-ı muaşereti iyi bilirdi. Yaşadığı yıllarda iş ortaklığımızın da bulunduğu Ahmet Amca, “insan için devlet” ilkesini benimserdi. Kanuna aykırı hiçbir ihaleye girmezdi, o yüzden rakipleri onu hep soyutlarlardı. İhalede fesat kullanmak isteyen meslektaşları tarafından istenmeyen adam ilan edilirdi. Ahmet Amca ise, kanuna aykırı hareket eden bu şebekelere hep karşı çıkardı. Ahmet Amca bir gün, ihaleye giren bir kişi tarafından, ihaleye girmesinin engellenmesi amacıyla bir odaya hapsedildi. Rakipleri ve meslekdaşları bu ihalede uzlaşmayacağını bildiklerinden, Müteahhit Ahmet Amca’yı, ihale bitince özgürlüğüne kavuşturmuşlardı. Ahmet Amca, fanatik bir CHP’liydi. Ofisimizde her gün Cumhuriyet Gazetesi’ni okurdu. Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde yapılan Kurtuluş Savaşı’ndan her zaman övgüyle bahseder, Atatürk’ün getirdiği, başta hukuk sistemi olmak üzere, yeniliklerin gerekliliğine yürekten inanırdı. 22 ayar altın altı ok rozet ve yüzüğü vardı. DP. Döneminde altı ay hapis yattı. İş adamı olma hesabıyla aile şirketimizle beraber çok işlerden mahrum kaldı. İlkokul mezunuydu, fakat kendini iyi yetiştirmişti. Kendisi ile evlenmeden önce gazinolarda çalışan eşine güzel bir hayat sundu. Yaşlandığında ise noter huzurunda evi ve servetini vakıf kuruluşlara hibe etti… Nur içinde yat Ahmet Amca… Mekanın cennet olsun…